“Folyodan yaptığı alyansla evlenme teklif etti. Tabii ki evet dedim” diye anlatıyor Valeria Subotina.
“O benim hayatımın aşkıydı. Yüzüklerimiz mükemmeldi”
Ukrayna ordusunda yüzbaşı olan 34 yaşındaki Andriy Subotin ile savaştan önce Mariupol’da evlenmeyi planlıyorlardı.
Arkadaşları ve aileleriyle yapacakları büyük kutlamayı konuşuyorlardı.
Ancak bu stratejik liman şehri, işgal ile birlikte Rus ordusunun ilk hedef aldığı yerlerden biri oldu.
Kuşatma altındaki Mariupol sürekli Rus bombardımandaydı. Alevler içindeki sokaklarda, yiyecek, içecek, elektrik yoktu.
Neredeyse üç ay süren ablukada on binlerce sivilin öldürüldüğüne inanılıyor.
Kentte yaşayan çok sayıda kişi içinde 30’dan fazla bomba sığınağının bulunduğu Azovstal çelik fabrikasına sığındı.
Bu sığınaklar Sovyetler döneminde bir nükleer savaştan korunmak için inşa edilmişlerdi.
Valeria bu sığınaklardan birinde evlendikten iki gün sonra dul kaldı.
‘Hayatta olmam bir mucizeydi’
Valeria, Rusya’nın işgali öncesinde bir şairdi. İşgal ile birlikte ise Azak Tugayı’nın basın sorumlusu oldu.
Bu silahlı grup aşırı sağ bağlantılı olduğu iddiasını reddediyordu.
Rusya’nın Mariupol’e yönelik saldırısı yoğunlaşırken, Ukrayna birlikleri sivillerle birlikte Azovstal fabrikasının sığınaklarına çekilmek zorunda kaldı.
Valeria, deliklerden girilen sığınaklara inmek için kısmen çürümüş merdivenleri kullanmak zorunda kaldıklarını hatırlıyor.
Valeria, “Geçitler ve tüneller boyunca aşağıya doğru ilerledikten sonra küp şeklinde beton bir oda ile karşılaştık” diye hatırlıyor.
Bu sığınaklarda yiyeceklerini pişirebilecekleri derme çatma mutfaklar inşa ettiler.
Un bulduklarında hamur yoğurup kek pişiriyorlardı.
Valeria, “Buna ekmek diyorduk ama aslında bu sadece kekimsi bir şeydi. Bu şekilde hayatta kaldık. Sürekli açlık sınırındaydık” diye anlatıyor:
“Fare gibiydik, ne bulursak bir araya getiriyorduk. Paçavraların veya kıyafetlerin üzerinde uyuyorduk.
“Sığınaktaki bazı yerler zifiri karanlıktı ama gözleriniz bir süre sonra buna alışıyordu ve bunu normal sanıyordunuz. Ama tabii o zamanlar hayatımızda normal hiçbir şey yoktu.”
15 Nisan 2022’de tesise büyük bir füze atıldı. Valeria da yaralananlar arasındaydı:
“Kendimi cesetlerin arasında buldum. Hayatta olmam bir mucizeydi ama aynı zamanda korkunç bir trajediydi”.
Şiddetli bir beyin sarsıntısı geçiren Valeria, Azovstal’daki yeraltı hastanesinde sekiz gün tedavi gördü.
Bu derme çatma yerde uzuvları kesilmiş yüzlerce askerin arasındaydı:
“İlaç çok az olduğu için gerekli tedaviyi olamadılar. Her yerde kan ve çürümüş beden kokusu vardı”
Valeria’nın eşi Yüzbaşı Andriy de Azovstal’da görevliydi. Yaralandıktan kısa bir süre sonra, hemen orada, sığınaklarda Valeria’ya evlenmeyi teklif etti.
5 Mayıs’ta çift, gerekli belgeleri imzaladı. Bu belgelerin kopyaları, resmiyet kazandırmak için Andriy’nin Kiev’deki ebeveynlerine gönderildi.
Evlilik törenlerini sığınakta yaptılar, üniformalarını giydiler ve folyodan yüzüklerini taktılar.
Andriy, Valeria’ya savaş bittiğinde ona uygun bir alyans alacağı sözünü verdi.
Ancak 7 Mayıs’ta bir saldırı sırasında ateş hattında kalarak öldürüldü.
Valeria, “İnsanlar sevdiklerinin öldüğünü hissettiklerini söylerler ama ben hiç böyle bir şey hissetmedim” diyor:
“Tam tersi Andriy’nin öldürüldüğü gün (ölüm haberini almadan önce) keyfim yerindeydi. Yeni evlenmiştim ve aşıktım.”
Kocasının ölüm haberini aldığında ağlamadığını, üzüntüsünü içine attığını söyledi.
“Azovstal’da bir gün sanki bir yılmış gibi geçiyordu. Önce gelin oldum, sonrasında bir günlük eş oldum ve ertesi gün de… Bu kelimeyi ağzıma almak istemiyorum”
Savaş esirlerinin durumu
Mayıs ayına gelindiğinde Azovstal çelik fabrikasına sığınan ve 80 gün boyunca yiyecek ve ilaç olmadan hayatta kalmayı başaran binlerce Ukraynalının acilen tahliyesi gerekiyordu.
Önce sivillerin sığınaklardan çıkmasına izin verildi. Askerler ise Rus ordusuna teslim oldu.
Eski takası anlaşması ile serbest bırakılacaklarına inanıyorlardı.
Ancak iki yıllık bir süre geçmesine karşın yaklaşık 900 Azak Tugayı üyesi ile birlikte binlerce Ukraynalı asker halen Rusya’nın elinde bulunuyor.
Aileleri düzenli olarak düzenlenen protestolar ile seslerini duyurmaya çalışıyor ve yetkililere anlaşma baskısı yapıyor.
İşgalin başından bu yana yaklaşık 3 bin Ukraynalı savaş esiri serbest bırakıldı.
10 binden fazla esirin halen Rusya’nın elinde olduğuna inanılıyor.
Birleşmiş Milletler’in araştırması, Ukraynalı savaş esirlerine cinsel şiddet dahil işkence yapıldığını açıkladı.
Valeria da 11 ay boyunca esir tutuldu. İşkence ve tacize uğradığını söyledi. Yakın zamanda hapishanede geçirdiği süreyi anlatan bir kitap yayınladı.
İki günlük eşi Andriy’nin cesedi ise Azovstal çelik fabrikasında kaldı.
“[Ruslar] sevdiğim her şeyi, şehrimi, arkadaşlarımı ve kocamı öldürdü”